Yapılan araştırmalar, Türkiye’de sivil toplumun; toplumsal ve çevresel meseleleri tarif etmede, sorunlara yol açan kaynakları analiz etmede ve sorunlara dair bilgi üretmede son derecede başarılı olduğunu, buna karşın yurttaşların kanaatlerini, siyasetin ve kamu yönetiminin kararlarını etkilemede yetersiz olduğunu ortaya koyuyor.
Kimlikler eksenindeki kapanma Türkiye siyasetinin sivil topluma bir tür yansıması. Dini kimlik, etnik kimlik, kültürel kimlik gibi kimlikler ekseninde ortaya çıkan sivil toplum kuruluşları bir tür içe kapanma yaşıyorlar ve kendilerine benzemeyen kimliklerle çok fazla ilişki içerisine girmiyorlar. Girdiklerinde ise bu ilişkinin müzakereci olmayan bir ilişki biçimi olduğu görülüyor. Tematik kapanma ise konular etrafında şekilleniyor. Çevre kuruluşları çevre konusuna, kadın kuruluşları kadın konusuna kapanıyor ve bunlar arasında bir bağ kurulamadığı görülüyor. Farklı sorunları keşfeden, çözüm arayan sivil toplum kuruluşlarının birbiriyle ilişki geliştirmemesi, bir müzakere ortamı oluşturamaması sivil toplum dünyasını hem karar alıcılar karşısında etkisiz kılıyor hem de Türkiye’de demokrasi çok önemli bir ayağını kaybetmiş oluyor.
Sivil Sayfalar, sivil toplumun içine kapanma halinin aşılmasına ve etkisinin artmasına katkıda bulunmak amacıyla 2015 yılında YADA tarafından kuruldu. 2020 yılı ortalarına kadar YADA’nın yürüttüğü Sivil Sayfalar, Ağustos 2020’den itibaren YADA’dan tamamen bağımsızlaşarak Sivil Toplum ve Medya Çalışmaları Derneği’nin kurulmasıyla dernek bünyesinde faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor.
Sivil toplum haberciliği yaparak sivil toplumun tecrübesini medyaya, kamu yönetimine, siyasete, kanaat dünyasına ve diğer STK’lara görünür kılmayı amaçlayan Sivil sayfalar, sivil toplum dünyasının sözcülerine, tartışmalara katılabileceği, yeni tartışmalar açabileceği bir mecra sunuyor.
Sivil sayfaların sivil toplum başta olmak üzere Türkiye’nin gündemine kazandırdığı sivil toplum haberciliği kavramı, sivil toplumda biriken tecrübenin görünür kılınması ve birbirinden farklı alanlarda ve kimliklerde yapılan savunuculuk faaliyetlerinin ortak bir zeminde karşılaşmasına imkan sağlayan habercilik olarak tanımlanabilir. Daha geniş bir tanım yapmak gerekirse; gazeteciliğin ana ilkelerinden olan topluma karşı sorumluluk hissiyle; meseleleri sivil toplumun gündemi içinden dile getirip bu alandaki bilgi ve tecrübeyi görünür kılarak meselelere farklı bir bakış açısı ve yaklaşım taşıma çabası denilebilir.
Sivil toplum haberciliği; sivil toplumun artık rutinleşmiş raporlarının ve basın duyurularının dışında; üretilen bilgi ve tecrübeyi daha etkili kılmayı sağlar. Ortaya konulan çalışmaların haber teknik ve yöntemleriyle hazırlanması; ekonomik sıkıntı, siyasi baskı ve teknolojinin dönüşümüyle güç kaybeden geleneksel medya için de daha çok rağbet edeceği içerikler hazırlanmasını kolaylaştırır. Sivil toplum dünyasının temel sorunlarından biri olan aktörleşememe, çalışmalarını topluma ulaştırabilmek için ‘ünlü yüz’ ihtiyacı gibi konuların yerine sivil toplumdaki tecrübeyi ve çalışmaları bizzat kendi üreticilerinin temsiliyle dolaşıma sokulmasına öncülük eder.
Sivil sayfalar sivil toplum haberciliği kavramını sivil toplumun gündemine taşırken yola çıktığı diğer bir konu; teknolojinin gelişimiyle hayatımıza giren sosyal medyanın doğru kullanılması halinde sivil toplum için etkili bir medya aracı işlevi göreceğine dair bir örnek oluşturmaktı. Sivil toplum kuruluşları, web sitelerini interaktif hale getirerek, içeriklerini kullandığı sosyal medya mecrasının niteliklerine göre hazırlayarak, bazen etkili bir başlıkla, bazen de doğru kurgulanmış bir içerikle hem kamuoyuna daha kolay ulaşabilir hem de etki gücünü artırabilir.
Farklı başlıklarda ortaya çıkan habercilik dallarına baktığımızda belli ekosistemleri takip eden bir habercilik anlayışı görürüz. Magazin haberciliği, adli-hukuk haberciliği ve kültür-sanat haberciliği gibi dallar bunlara örnek olarak gösterilebilir. Demokratik aktörler açısından baktığımızda sivil toplum ekosistemi de göz önünde olması gereken bir ekosistem. Dolayısıyla buradaki dinamikleri takip etmek için doğru bir habercilik anlayışı geliştirilmeli. Bu hem ekosistemin içinde olanlar için hem de dışında olanlar için anlamlı.
Medyanın gündemde olan olaylarda değerlendirme almak için yöneldiği aktörler arasında kamu kuruluşları, akademi ve konu ile ilgili uzmanlar olurken sivil toplum bu aktörlerin arasına çok nadiren girer. Halbuki sivil toplum kendi konusuyla alakalı yaptığı araştırmalar ve saha deneyimleriyle önemli bir tecrübeye sahip. Sivil toplum haberciliği de bu tecrübeyi odak noktasına alarak yapılır.
Sivil Sayfalar, sivil toplumu, aktörlerin -kurumsal ya da kimliksel yapılarını ayırt etmeksizin- haklarında bilgi ve haber almak ve gündemi sivil toplum bakış açısıyla görebilmek için izlenecek güvenilir bir mecra.
Hedefi, sivil toplumun, öznelerinin, gruplarının ve onlarla temas etmek isteyenlerin hemzemini; sivil toplum hakkında haberlerin ve güncel haberlerde sivil toplum perspektifinin adresi olmak. Sivil toplum kuruluşlarının göründüğü, birbirleriyle karşılaştığı, tartıştığı, izlediği, izlendiği bir platform oluştururken;
Bu amaçla Sivil Sayfalar’da; sivil toplum perspektifinden güncel haber, röportaj, analiz ve dosyalar, sivil toplum kuruluşlarının hikayeleri, haber ve duyuruları, etkinlik takvimleri ve sivil toplum üzerine yazılar, tartışmalar, paylaşımlar yer alıyor.
2015 yılı ocak ayında yayın hayatına başlayan Sivil Sayfalar o günden bu yana gıda, sosyal girişimcilik, bisiklet, çevre , çocuk, dini kimlik – inanç, eğitim, engelli, etnik kimlik, gençlik, göç – mülteci hakları, hayvan hakları, iklim, insan hakları, insani yardım, işçi hakları, kadın, kalkınma, kent, kültür – sanat, lgbti, medya, meslek hakları, sağlık, sivil toplum geliştirme, siyaset, teknoloji, toplumsal cinsiyet, toplumsal hafıza kategorilerinde 5 bini aşkın içerik üretti.